Şehitkamil Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar
Şehitkamil Mutlu Sonlu Masöz
Nate’in ü zerini kar şeklinde, kat kat yü n benzer biçimde ö rten, yıllardır sü ren bu erdemlilik merakı. Katlanılmaz şekilde hepsi kendini beğenmiş, hepsi iddialı: Elizabeth, kendi annesi, hatta Lesje. Lesje yakınıyor fakat yakınmaları iddialı, bahse tutuşur gibi. Nate o sessiz eşitlemeyi deneyimleriyle çok iyi biliyor: Acı çekiyorum, Şehitkamil Mutlu Sonlu Masöz öyleyse haklıyım. Ama o da acı çekiyor, bunu gö remiyorlar mı? Ne yapması gerekiyor şu demek oluyor ki? Kendisini ciddiye almaları için kafasını mı uçurmalı? Şilteden tabutunun ü zerinde yatan, başlangıcında iki polisin yas tuttuğu Chris’i düşünüyor. Onu ciddiye aldılar.
Nate, yine de sesini alçaltarak, “Orada çalıştığım her dakikadan nefret ediyorum” diyor. Sonrasında, sahi nefret ediyor muyum, diye dü şü nü yor. I˙şini iyi yapıp yapmadığım merak ediyor; ö yle bir işte insanoğlunun iyi olabileceği kadar. Annesi, “fakat insanlara yardım ediyorsun” diye atılıyor. Şaşırmış gö rü nü yor; sanki Nate ilksel, yalın bir geometri denklemini kavrayamamış şeklinde. “Yasal yardım değil mi yaptığın? Müvekkillerin fakir kişiler değil mi?”
Şehitkamil Mutlu Sonlu Masöz
Nate, yenilenmiş bir sabırla, “Anne” diyor. “I˙nsanlara hakikaten yardım ettiğim sanan hepimiz, özellikle benim yaptığımı yapan herkes, salağın tekidir.” anası içini çekiyor.” Sen salak olmaktan her süre o denli korktun ki” diyor. “Çocukken bile.” Nate irkiliyor. Sahi öyle miydi? Bunu gösteren belirtileri anımsamaya çalışıyor. Anası, amansızca gü lü msemeye devam ederek, “Sanırım, beni de salağın teki olarak görüyorsun” diyor. ”Sanırım, öyleyim de. Ama herkes öyle galiba.”
Nate kinizmin bu derecesine hazırlıklı değildi. Annesinin insanoğlunun sonsuz kusursuzluğuna inanması gerekmez miydi? “O¨ yleyse niçin bunca şeye katlanıyorsun?” diye soruyor. Annesi, birazcık dalgınca, “Bunca neye?” diyor. Sanki bu konuşmayı oğluyla daha ö nce de onlarca kere yapmış benzer biçimde. “Koreli şairlere, sakat emekli askerlere, hepsine.” Nate koluyla annesinin kırmızı yıldızlı haritasını, mantar biçimi bulutunu gösteriyor.
Anası, çayım yudumlayarak, “Eh, ayakta durabilmek için bir şey yapmam gerekti” diye yanıtlıyor. “Savaş esnasında, senin anlayacağın. Hemen sen doğduktan sonra.” Ne demek istiyor acaba? Kuşkusuz, mecazi bir şey bu. Olsa olsa ev hanımı olmanın bunaltanlığından, ya da bunun benzer biçimde bir şeyden sö z ediyor olmalı. Ne var ki, annesi onun aklında kuşku bırakmıyor. “Her yolu dü şü ndü m” diyor. “ama sonrasında, ya başaramazsam dedim.
Son yorumlar